Fazla Harcayana Ne Denir? “Müsrif” Etiketinin Ötesinde, Cüzdanımıza ve Zihnimize Açık Mektup
Kabul edelim: Hepimizin içinde bir “sepete ekle” canavarı yaşıyor. İndirim bildirimi gelince nabzı hızlanan, taksit seçeneğini görünce rasyonel yanını tatlı tatlı uyutan bir taraf… O yüzden bugünkü yazı bir tartışma daveti. Soruyu masaya cesurca koyuyorum: Fazla harcayana ne denir? Müsrif mi, savurgan mı, yoksa sistemin ustaca kandırdığı iyi niyetli bir tüketici mi? Hadi, etiketlerin ötesine birlikte bakalım.
Kelimenin Gücü: Müsrif mi, Savurgan mı?
Dil, düşünceyi biçimlendirir. “Müsrif” deyince kişiyi ahlaken yargılama kolaycılığına düşüyoruz; “savurgan” deyince davranışa odaklanıyoruz. Etiketin sertliği, problemi sahibinin hanesine yazıp defteri kapatmamızı sağlıyor. Oysa aşırı harcama; psikoloji, pazarlama ve finans mühendisliğinin kesiştiği bir sonuç. Fazla harcayana ne denir? Belki önce şu denir: “Yalnız değilsin; bu, bireysel zayıflığın kadar toplumsal tasarımın da ürünü.”
Algı Mühendisliği 101: İhtiyaç mı, İştah mı?
“Şimdi al, sonra öde”, “Sınırlı stok”, “Yılın son fırsatı”… Bunlar sadece slogan değil; tetikleyici. Zihnimiz kıtlık sinyallerine duyarlı; kaybetme korkusu (FOMO) aklı devre dışı bırakıyor. Sepete giren her “ufak şey”, kasa önünde kocaman bir bütçe deliğine dönüşüyor. Soruyorum: Gerçekten mi ihtiyacın var, yoksa akıllıca tasarlanmış bir sayfa akışının doğal sonucu musun?
Kredi Kartı ve Taksit: Görünmez Zaman Makinesi
Taksit, parayı bugünden koparıp yarına fırlatan bir zaman makinesi. Bedeli yaydıkça acısı hafifliyor, karar eşiği düşüyor. “Aylık sadece şu kadar” cümlesi, toplam bedelin ihtişamlı gerçeğini perdeleyip bizi “katlanılabilir his”e ikna ediyor. Fazla harcayana ne denir? Belki de “gelecekteki gelirini bugün rehin veren” denir. Peki, yarının seninden izinsiz borçlandığını hiç düşündün mü?
Gösteriş Tüketimi: Beğenilerle Ölçülen Mutluluk
Bir kısım alışveriş artık dolabı değil, profili doldurmak için yapılıyor. “Kendini ödüllendirme” cümlesi, çoğu kez duygusal açlığın ambalajı. Fotoğrafta iyi duran, hayatta boş kalan şeylere kaç kez para verdin? Üstelik ödül, kısa sürede tolerans geliştiriyor; etki azalınca doz artıyor. O zaman provokatif bir soru: Doyuramadığın şey açlık değilse, neden mutfağı büyütüyorsun?
Eleştirinin Sert Yüzü: Birey mi Suçlu, Sistem mi?
Kolay cevap: “İrade göster, harcama!” Zor olan: Pazarlama bütçelerinin zekâsına karşı bireysel disiplini tek başına yeterli saymamak. Evet, sorumluluk kişide; ama sistemin tuşlarına basıldığı gerçeğini görmeden “müsrif” etiketi, mağdur suçlamaya dönüşüyor. Fazla harcayana ne denir? Belki de “eğitilmemiş cüzdan sahibi” denir ve çözüm, utandırmakta değil, okuryazarlıkta aranır.
Psikolojik Döngü: Suçluluk → Telafi Alışverişi → Daha Fazla Suçluluk
Aşırı harcama sonrası gelen suçluluk, “moral alışverişi”yle teselli buluyor; kısır döngü böyle kuruluyor. Bu, sadece para değil, özsaygı kaybı. “Ben harcamayı kontrol edemiyorum” inancı, davranışı besleyen bir kehanete dönüşüyor. Peki, kendine hangi etiketi yapıştırıyorsun: “Müsrif” mi, yoksa “öğrenme aşamasında” mı?
Provokatif Sorular: Cüzdanı Değil, Varsayımları Sars
— İndirime girince “kâra geçtim” diyorsan, gerçekten kâr mı ettin, yoksa daha az zarar mı?
— “Herkes alıyor” dediğin o ürün, herkesin borcunu da yanında mı veriyor?
— “Bir kere yaşıyorum” gerekçesi, yarın da yaşamak istediğini niye unutuyor?
— Aboneliklerin kaçını aktif kullanıyor, kaçını iptal etmeye üşendiğin için ödüyorsun?
— Eğer gelirinden önce “tüketim hedefi” koyuyorsan, kim kime çalışıyor?
Etiketin Ötesine Geç: Davranış Tasarımıyla Geri Dönüş
Tamam, kelimeyi bulduk: “müsrif.” Ama etiket yapıştırıp kapatmak kolay. Zor olan, davranışı yeniden tasarlamak. Kısa bir manifesto öneriyorum: Görünür kıl, geciktir, sınırla, otomatikleştir, kutla. Harcamanı görünür kıl (uygulama veya basit bir defter), alışveriş kararını geciktir (24 saat kuralı), miktarı sınırla (kategori bazlı tavan), birikimi otomatikleştir (maşa gibi kenara çek), başarıyı kutla (borçsuz gün hediyesi; eşya değil, deneyim). Çünkü sürdürülebilir olan, utanç değil ilerleme hissidir.
Son söz: Fazla harcayana ne denir? Dünüyle tanımlanana “müsrif”, yarınıyla tanımlanana “dönüşümde” denir. Hangisi olacağı, bir sonraki “satın al” butonunda gizli. Şimdi sıra sende: Ağır etiketi mi seçeceksin, hafifleyen bir hayatı mı? Tartışmayı yorumlarda büyütelim; belki de ilk tasarrufumuz, kötü varsayımlardan olur.